19 Haziran 2014 Perşembe

Tarih ve Objektifliği Hakkında

      



     Tarih Nedir ? 

     Öncelikle sormamız gereken sorunun bu olduğunu düşünüyorum ; çünkü tarih boyunca kişi veya  kurumlar tarafından tarihin ne olduğu , tarihçinin nasıl olması gerektiği çeşitli tezlerle , farklı  düşüncelerle açıklanmaya çalışılmıştır.  Bizim eğitim sistemimizde lisede tarih ders kitaplarında  yıllardır değişmeyen tanıma göre :

   " Geçmişte yaşamış insan topluluklarının kültürlerini , medeniyetlerini , birbirleriyle olan ilişkilerini
    ( savaş,barış,ticaret vs ), belgelere dayanarak , neden -sonuç ilişkisi içinde yer ve zaman göstererek,   objektif (tarafsız) olarak inceleyen bir sosyal bilim dalıdır . "   

     Tarihten günümüze  değin gelen birtakım belgeler, tarihi eserler vs  tarihçiler tarafından  1. kaynak  ve 2.kaynak  olmak  üzere  iki sınıfta incelenmiştir.

     1. Elden  Tarihi Kaynaklar  : 

     Tarihi  olayın  geçtiği  döneme  ait  her türlü bulgudur. Yaşanılan  dönemin  koşullarını  bize tüm  berraklığıyla yansıtıp ,  toplumun ön yargılarını pek fazla içermeyen ve yorumlanmayı bekleyen kaynak eserleridir  :  Para , çanak-  çömlek , kılıç , kılık -kıyafetler , mimari , mezar taşları ve bunun gibileri ..

     2. Elden Tarihi Kaynaklar  :  

      Olayın geçtiği döneme yakın ya da  o dönemin kaynaklarından yararlanılarak , dönemin  ön yargılarını da içerebilen  tarihi eserlerdir  : Evliya Çelebi Seyahatnamesi , Tarih Kitapları , Hatıratlar ..

     

  

    Tarih  Yazımında  Objektiflik  Mümkün Müdür  ? 

    Geçmişte meydana gelen bir takım olayları tarihe yazılı vesikalarla  not eden tarihçilerin de gerek kendilerine göre bir hayat felsefesi olduğu için gerekte  bazen iktidara  yakın oldukları için tarihi yansıtış  şekillerinde farklılıklar gözlemlenebiliyor.. 

 
  Cemil  Meriç ; * Sosyoloji Notları * adlı kitabında şöyle der  :

    " Fransız İhtilali (1789 ) 'nin  gerçekleştiği  dönem hakkında  Fransız tarihçileri olan ; Michelet , Bonald , Maistre  ve Taine  aynı   vesikalardan birbirine taban tabana  zıt neticeler çıkarırlar. Michelet , ihtilali tüm sıcaklığıyla yansıtırken ; Bonalt  ve Maistre'ye  sorarsanız şeytanın eseridir . " 

  Yine aynı kitabında ;
 " Osmanlı'da bir kapı kuludur tarihçi "  diyerek tarihçinin dönemin koşulları içinde  ne derece özgür olduğunu sorgular .
     
    Cemil Meriç ; bunun yanında tarihte relative (görecelik) olduğunu, tarihe bakış açılarında farklılıklar yaşandığını  ve herkesin  geçmişin aynasında kendisini görmek istediğini söylemiştir... 
   
  
    Peki  ne  yapılabilir  ?  

    Tarihi yazan kişinin tarihine bakmalıyız . Tarihçinin karakteri önemli bir husustur. Çıkarcı  ve çelişkili bir  düşünce  yapısına sahip bir  tarihçinin belgeleri  titizlikle incelenmelidir.
     Ayrıca ;  geçmişten günümüze  gelen tarih kitapları ,  kutsal kitap değildirler; günümüz  tarihçinin  asıl görevi   onu araştırıp ,  sorgulamaktır.. 

   Tarihçi ;  yaşadığı  dönemin  fotografını çeken kişi gibidir adeta; ama  fotograf makinesinin                 * objektifi*  de onu tutana göre lens değiştirir. Aynı tablo farklı açılardan ele alınabilir .. 
  
  Can Dündar ' a  göre  ise ; 
   


   Şunu bilmek  gerekir ki ; 

   Roma'nın tarih sayfasından * Hannibal *   ,
   İspanyol  seyyahların hatıratlarından * Kızıldereliler * hakkında ne derece objektif bilgiler alabiliriz ? 

   Peki  ne yapalım ? Geçmişi çöpe mi atalım , yaşanmamış gibi rol mü yapalım ?  Belli bir ideolojiye göre  insanların çerçevesini çizdiği ve kişinin ideolojisine yakın olduğu bir takım  İzm'lerle ( Komünizm , Faşizm, Liberalizm, Hümanizm .. ) mi  tarihi yorumlayalım ?      
  Bana  göre ;  geçmişte meydana gelmiş bir takım tarihi olaylardan  3 temel şekilde  bilgiyi alıyor ve yorumluyoruz   :

    A  Grubu İnsanı   :   " Geçmiş hakkında  çeşitli vesikalar , tarihi eserlerle günümüze gelen tarihi bilgiler ; sorgulanamaz şekilde  doğrudur. Kabul edilmelidir. "  

    B Grubu  İnsanı    :    "  ** Geçmiş kazananların palavralarıdır !  **  anlayışıyla geçmişten günümüze gelen tüm bilgileri ,tarihi eserleri ,  tarihi vesikaları    ret etmek .. " 



 Not  :
 
 Biz insanlar ; nedendir tam bilinmez , belki de en kolay yolu seçtiğimizden midir nedir , her ne konuda olursa olsun , ** GENELLEME ** yapmayı çok severiz . Tarihi meseleler hakkında da  sık sık  yapılan genellemeler , bir çok kez tarih biliminin  ilerlemesine ket vurmaktadır.

    C  Grubu İnsanı   :   " Geçmişten günümüze gelen tarihi vesikalardaki bilgiler , her ne kadar bazen dönemin ön yargılarını içerse de , geçmişte meydana gelen  olaylar hakkında  bize dolaylı ya da  dolaysız bir çok bilgi vermektedir. Ayrıca , kurunun yanında yaşı yakmak ,bir  yanlışı görüp yanındaki doğruları da tümden çöpe atmak adil bir davranış mıdır ? Sorgulayıcı bir şekilde tarih literatürü analiz edilmelidir. "

     Sizce tarih bir bilim ( sosyal bilim ) olarak hangi grubu  tercih  eder ?   Evet  , C grubunu ..
Her ne kadar  * C Grubu Tarihsel Bakışı *  insana  daha mantıklı gelse de , günlük hayatta  tarih tartışmalarında genellikle  ;  * A Grubu * ile * B Grubu * insanı sonuçsuz tarih  tartışmalar içine girmektedirler.          
                                     (* A Grubu *   ve  * B Grubu *   İnsanı Tarih Tartışmaları )


  Peki  tarihçi  nasıl olmalıdır ? 
 Tarihin , bir ilim ve sosyal bilim olma yolunda  daha başarılı bir yol izlemesi için ,tarihçilere de bazı görevler düşmektedir . Tarihçi ; istikrarlı , araştırmacı , adil ,dürüst  , antipolitik  ve empati duygusu gelişmiş ,mukayeseli bir akla sahip olmalıdır.
                                 


Küçük Bir Değerlendirme   :            

 " Tarih kazananların palavralarından ibarettir  !  "   

algısıyla tarihin günümüze ulaşmış tüm bilgilerini  ret eden bazı kişilerin,

her hangi bir haksızlığa uğradığında , bazen  ;

" Tarih , bu yaptığınızı  asla   affetmeyecektir  ! "    

gibi  devasal sloganlara başvurması  nasıl bir ironidir sizce ?  



                
Saygılarla ..



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder